Fluent Fiction - Turkish: Reuniting Under Cappadocia's Snow-Covered Fairy Chimneys
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-10-08-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: Kapadokya'nın büyüleyici peri bacaları, kışın etkileyici beyaz örtüsüyle buluştuğunda, ortam huzurlu ve sakin bir hava sunuyordu.
En: When the enchanting Cappadocia fairy chimneys met their impressive white winter covering, the setting offered a peaceful and tranquil atmosphere.
Tr: Bu doğa harikasının ortasında bir spiritüel inziva evimiz vardı.
En: In the midst of this natural wonder, we had a spiritual retreat house.
Tr: Burası, Can ve ailesi için bir araya gelme ve uzlaşma yeriydi.
En: This place was a gathering and reconciliation spot for Can and his family.
Tr: Özellikle kardeşi Zeynep'le arasında köprüler inşa etmek isteyen Can için bu buluşma çok özeldi.
En: Especially for Can, who wanted to build bridges with his sister Zeynep, this meeting was very special.
Tr: Yıllardır Can, yurt dışında çalışmış ve ailesinden uzakta kalmıştı.
En: For years, Can had worked abroad and stayed away from his family.
Tr: Eve her döndüğünde, Zeynep'in buruk bir gülümsemesiyle karşılaşırdı.
En: Each time he returned home, he would be met with Zeynep's bittersweet smile.
Tr: Zeynep, Can'ın yokluğunu derinlemesine hissetmişti.
En: Zeynep deeply felt the absence of Can.
Tr: Ailesinin yanında kalırken, kardeşim neden buraya hiç dönmüyor diye sürekli düşünürdü.
En: While staying with her family, she constantly wondered, "Why doesn't my brother ever come back here?"
Tr: İnziva evinin içerisi sıcak ve davetkardı.
En: The interior of the retreat house was warm and inviting.
Tr: Oda, geleneksel Türk motifleri ve halılarıyla dekore edilmişti.
En: The room was decorated with traditional Turkish motifs and rugs.
Tr: Can, içeri adım attığında, annesinin el emeğiyle hazırladığı çaydan bir yudum aldı.
En: When Can stepped inside, he took a sip of the tea prepared with his mother's loving touch.
Tr: Ancak huzursuzdu.
En: Yet he was restless.
Tr: Zeynep odanın bir köşesinde sessizce kitap okuyordu.
En: Zeynep was quietly reading a book in a corner of the room.
Tr: Aralarındaki mesafeyi hissetmek Can'ı üzüyor, ama onu nasıl yaklaşacağını bilemiyordu.
En: Feeling the distance between them saddened Can, but he didn't know how to approach her.
Tr: Günün ilerleyen saatlerinde, yoğun karın altında bir yürüyüşe çıkmaya karar verdiler.
En: As the day progressed, they decided to go for a walk under the heavy snowfall.
Tr: Kapadokya'nın peri bacaları arasında dolanırken, ortamın sessizliği onların sessiz kalmasını zorlaştırmıştı.
En: As they strolled among Cappadocia's fairy chimneys, the silence of the surroundings made it difficult for them to remain silent themselves.
Tr: Nihayet Can derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
En: Finally, Can took a deep breath and began to speak.
Tr: "Zeynep, seninle konuşmak istiyorum," dedi.
En: "Zeynep, I want to talk to you," he said.
Tr: Zeynep başını kaldırdı, ona doğru baktı.
En: Zeynep lifted her head and looked at him.
Tr: Gözlerinde kararsız bir ifade vardı.
En: There was an uncertain expression in her eyes.
Tr: Can devam etti, "Biliyorum, uzun süredir yanınızda değildim.
En: Can continued, "I know, I haven't been around you for a long time.
Tr: Beklentilerini karşılayamadım."
En: I couldn't meet your expectations."
Tr: Zeynep, içinde biriken duyguları daha fazla tutamıyordu.
En: Zeynep co
Published on 1 week, 3 days ago
If you like Podbriefly.com, please consider donating to support the ongoing development.
Donate