Fluent Fiction - Turkish: Balancing Dreams and Legacy: A Tale from Izmir's Seaside
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-12-06-08-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: İzmir'in kış günlerinden birinde, denizden esen serin rüzgar sokaklardaki insanları nazikçe savurdu.
En: On one of Izmir's winter days, the cool breeze blowing from the sea gently swept the people in the streets.
Tr: Emir ve Aylin, ailesinin işlettiği küçük restoranın önünde duruyordu.
En: Emir and Aylin were standing in front of the small restaurant run by their family.
Tr: Restoran, şehre hakim güzel bir manzaraya sahip, sahil kenarında yer alıyordu.
En: The restaurant was located by the seaside, with a beautiful view overlooking the city.
Tr: Duvarlar, deniz kabukları ve halatlar ile süslenmişti.
En: The walls were adorned with seashells and ropes.
Tr: İçeride hafif bir balık ve baharat kokusu vardı; içerisi sıcaktı, camlarda buhar birikmişti.
En: Inside, there was a faint smell of fish and spices; it was warm, and steam had collected on the windows.
Tr: Emir hüzünlü bir ifadeyle "Biliyor musun, annemle babamın emekli olma vakti geldi," dedi.
En: With a sorrowful expression, Emir said, ""You know, it's time for my parents to retire."
Tr: Aylin başını salladı, ancak gözleri uzaklardaydı.
En: Aylin nodded, but her eyes were distant.
Tr: Emir, Aylin'in düşüncelerini okuyabiliyordu.
En: Emir could read Aylin's thoughts.
Tr: "Aylin, burada kalmanı ve restorana yardım etmeni istiyorum," dedi nazikçe.
En: "I want you to stay here and help with the restaurant," he said gently.
Tr: Aylin derin bir nefes aldı.
En: Aylin took a deep breath.
Tr: "Emir, ben dünyayı görmek istiyorum. Farklı yerlerde yaşamak, çalışmak istiyorum," dedi kararlı bir sesle.
En: "Emir, I want to see the world. I want to live and work in different places," she said with a determined voice.
Tr: Emir bunu biliyordu ama yine de ailesinin restoranına karşı sorumluluk hissediyordu.
En: Emir knew this, but he still felt a sense of responsibility towards his family's restaurant.
Tr: Ne yapacaklardı?
En: What would they do?
Tr: Emir ve Aylin, aile yemeklerinde katlanmaya alıştıkları bu sessiz gerilimi daha fazla görmezden gelemezdi.
En: Emir and Aylin could no longer ignore the silent tension they had grown accustomed to enduring at family meals.
Tr: Sonunda, tartışma kaçınılmazdı.
En: Ultimately, a discussion was inevitable.
Tr: Bir akşam, restoranın kapıları kapandığında ve son müşteri ayrıldığında, oturup konuştular.
En: One evening, when the restaurant's doors closed and the last customer had left, they sat down to talk.
Tr: "Aylin, burada sadece bir restoran değil, bir miras bırakmak istiyoruz," dedi Emir.
En: "Aylin, we want to leave not just a restaurant, but a legacy here," said Emir.
Tr: Aylin sessiz kaldı, sonra patladı.
En: Aylin remained silent, then burst out.
Tr: "Ama ben sadece bu mirasla sınırlı kalmak istemiyorum! Kendi hayatımı yaşamak istiyorum!"
En: "But I don't want to be limited to just this legacy! I want to live my own life!"
Tr: Sessizlik bir anda çöktü.
En: Silence descended suddenly.
Tr: Emir, Aylin'in gözlerinde yanan tutkuyu gördü ve anladı.
En: Emir saw the burning passion in Aylin's eyes and understood.
Tr: Aslında, Aylin'in hayallerinin peşinden gitmesini istemeliydi.
En: In fact, he should have wanted Aylin to pursue her dreams.
Tr: Ama, bu restoranı kaybetmek istemiyordu.
En: But he didn't want to lose the
Published on 2 weeks ago
If you like Podbriefly.com, please consider donating to support the ongoing development.
Donate