Fluent Fiction - Turkish: Mysteries of Belgrad Ormanı: Emir's Quest for Discovery
Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:
fluentfiction.com/tr/episode/2025-11-20-08-38-20-tr
Story Transcript:
Tr: Belgrad Ormanı'nın serin sabahı, Emir, Leyla ve Kerem'i maceraya davet ediyordu.
En: The cool morning of Belgrad Ormanı was inviting Emir, Leyla, and Kerem to an adventure.
Tr: Yüzleri, sonbaharın altın sarısı yapraklarından sızan güneş ışığıyla aydınlanmıştı.
En: Their faces were illuminated by sunlight seeping through the golden leaves of autumn.
Tr: Emir, doğanın tam kalbinde olmaktan mutluydu ama arkadaşlarını etkilemek istiyordu.
En: Emir was happy to be in the heart of nature, but he wanted to impress his friends.
Tr: Onlara farklı, eşsiz bir şey bulmalıydı.
En: He needed to find something different, something unique for them.
Tr: Kerem, "Haydi arkadaşlar, öğretmenimiz daha derinlere gidelim demişti," diyerek herkesi yönlendirdi.
En: Kerem urged everyone, saying, "Come on, friends, our teacher told us to go deeper."
Tr: Leyla ise, "Bize bir şey olursa kayboluruz," diye biraz endişeliydi.
En: Meanwhile, Leyla was a bit worried, saying, "What if something happens to us?
Tr: Şehir hayatını seviyordu.
En: We could get lost."
Tr: Ağaçlar arasındaki bu huzursuz sessizlik ona tuhaf geliyordu.
En: She loved city life.
Tr: Emir, "Gelmezseniz bile ben bir bakacağım," dedi içgüdüsel olarak.
En: The uneasy silence among the trees felt strange to her.
Tr: Kendini yeterince yetenekli hissetmiyordu ama bu sefer bir fark yaratmak istiyordu.
En: Emir, with an instinctive tone, stated, "Even if you don't come, I'll take a look."
Tr: Arkasından Kerem, "Pekala, ama dikkatli ol," diye ekledi.
En: He didn't feel skilled enough, but this time he wanted to make a difference.
Tr: Biraz ilerledikten sonra, ağaçların arasında sıra dışı bir bitki gördü.
En: Behind him, Kerem added, "Alright, but be careful."
Tr: Tüylü, mor çiçekler açmıştı.
En: After walking a bit further, he saw an unusual plant among the trees.
Tr: Hayatında hiç böyle bir şey görmemişti.
En: It had fuzzy, purple flowers.
Tr: Emir heyecanla telefonunu çıkardı ve hemen bitkinin fotoğrafını çekti.
En: He had never seen anything like it in his life.
Tr: Yine de kafasında Leyla'nın alaycı sesi yankılanıyordu.
En: With excitement, Emir took out his phone and immediately snapped a photo of the plant.
Tr: Tam o sırada, uzaktan öğretmenin çağırdığını işitti.
En: Still, Leyla's mocking voice echoed in his head.
Tr: "Çocuklar, artık dönüyoruz!"
En: Just then, he heard the teacher's voice calling from a distance.
Tr: Zamana karşı yarışıyordu.
En: "Kids, we're heading back now!"
Tr: Bitkinin yanında biraz daha durmak istiyordu ama otobüse geç kalmayı göze alamazdı.
En: He was racing against time.
Tr: Hızla karar verdi; birkaç ekstra fotoğraf çekti ve koşarak arkadaşlarının yanına döndü.
En: He wanted to linger by the plant a little longer, but he couldn't risk missing the bus.
Tr: Otobüse vardığında, Leyla'nın şaşkın bakışlarıyla karşılaştı.
En: Quickly, he decided; he took a few extra photos and rushed back to his friends.
Tr: Kerem ise, "Ne buldun, Emir?"
En: When he got to the bus, he was met with Leyla's surprised gaze.
Tr: diye sordu merakla.
En: As for Kerem, he asked curiously, "What did you find, Emir?"
Tr: Emir, fotoğrafları gösterdi.
En: Emir showed the photos.
Tr: Öğretmenleri ona takdir dolu bir bakış attı.
Published on 1 month ago
If you like Podbriefly.com, please consider donating to support the ongoing development.
Donate